30 Temmuz 2012 Pazartesi

Kitap Yorumu: Insurgent - Veronica Roth




InsurgentDivergent serisinin ikinci kitabı. Serinin ilk kitabı Divergent'in yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.

Divergent'in Türkçe yayın haklarını Artemis Yayınları'nın aldığını belirtmiştim. Birkaç gün önce yayınevi Divergent - yeni adıyla Uyumsuz - in kapak resmini de yayınladı. Bu da demek oluyor ki pek yakında Divergent'in Türkçe edisyonuna kavuşabileceğiz. Tabii isim seçimleri bana göre içeriğe pek uygun değil ama bu konuda ne de olsa biz okuyucuların lafı geçmiyor.

Gelelim Insurgent'e. Aradan çok zaman geçmeden bunu da aradan çıkarayım diye düşünürken, kitap öyle bir yerde bitti ki ister istemez "keşke biraz daha bekleseydim" dedim. Bu kötü anlamda değil elbette. Kitap cidden çok güzeldi. Yine aksiyonu ve duygusallığı boldu. Veronica Roth, size istediğiniz her şeyi veriyor.

"Come on, Insurgent," he says with a wink.
"What?" I say. I take his arm and slide down the side of the truck.
He opens the bag he was sitting with. It is full of blue clothes. He sorts through them, tossing garments to Christina and me. I get a bright blue T-shirt and a pair of blue jeans.
"Insurgent," he says. "Noun. A person who acts in opposition to the established authority, who is not necessarily regarded as a belligerent."

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Kitap Yorumu: Kılıçların Fırtınası - George R.R. Martin



Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin üçüncü kitabı Kılıçların Fırtınası'nı da geride bırakmış bulunuyorum. Yazılarımı takip edenler her kitabını ayrı ayrı yorumladığım bu seriyi ne kadar çok sevdiğimi fark etmişlerdir. George R.R. Martin'in eşsiz bir üslubu var. Üstelik her kitapta sizi bir değil bir çok kez şaşırtmayı çok iyi biliyor. Son yıllarda okuduğum en iyi yazarlardan biri Martin. Lâkin serinin sıkı takipçilerinin de bol bol değindiği gibi en sevdiğiniz karakterin aniden diğer tarafı boylaması yüksek bir ihtimal. Elbette bu kadar çok karaktere sahip bir seride bu tür eksilmeler normal karşılanmalı; fakat benim gibi pek çok Buz ve Ateşin Şarkısı hayranı bu durumdan şikayetçi olmadan duramıyor. Yine de George R.R. Martin, bir sonraki kitapta, bu ölümleri bize unutturmayı başarabiliyor.

Ölümlerin üzerinde durmamın sebebi bu kitapta beni çok şaşırtan ve üzen birkaç tanesini daha okumuş olmam. Kimler olduğunu söylemeyeceğim tabii ki. Ama henüz kitabı okumamış olanların kendilerini hazırlamaları açısından bunu belirtme gereği duydum. Beni öyle bir anda yakaladı ki şaşırmaktan öte, şoka girdim.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Kitap Fragmanı: Endlessly

Bir de böyle bir köşe yapayım dedim. (Aslına bakarsanız hâlâ isminden emin değilim. Neyse.) Burada gözüme çarpan kitaplar için hazırlanmış fragman/trailerları sizinle paylaşacağım.

Açılışı sevdiğim bir seri olan Paranormal'in son kitabı Endlessly ile yapalım. Yazar Kiersten White'ın eğlenceli anlatımıyla, sıkmadan kendini okutturan genç yetişkinlere yönelik serinin bu üçüncü ve son kitabının gelecek hafta Amerika'da, umarım çok yakında da DEX kalitesiyle Türkiye'de çıkacağını belirtmeden geçmeyeyim.

Bu arada; kapak çok güzel yahu!

Paranormal'in tarafımca yazılmış yorumuna buradan ulaşabilirsiniz.


11 Temmuz 2012 Çarşamba

Yeni Kapak Alarmı!: Clockwork Princess

Ölümcül Oyuncaklar'ın yazarı Cassandra Clare'in yan seri olarak yazmaya başladığı Cehennem Makineleri / The Infernal Devices serisinin 3. ve son kitabı Clockwork Princess'in kapağı yayınlandı!

Ülkemizde Artemis Yayınları'ndan çıkan serinin 2. kitabı Mekanik Prens'in kapağı, serinin hayranlarınca beğenilmemiş, çok tepki görmüştü. Bakalım yayınevi bu kez orijinal kapağı mı yayınlamayı seçecek, yoksa yine kendi tasarımı bir kapakla mı karşımıza çıkacak.

Kitabın ABD'de beklenen çıkış tarihi: 19 Mart 2013






8 Temmuz 2012 Pazar

Kitap Yorumu: Divergent - Veronica Roth


Yepyeni bir distopya dünyasına hoşgeldiniz! Veronica Roth'un yarattığı, Beatrice Prior'un anlatımıyla hayat bulan kitap Divergent'in yorumuna geldi sıra. Kitabı orijinal dilinde yaklaşık 3-4 günde okudum. Ve itiraf etmeliyim ki uykum gelip kapatmak zorunda kaldığımda bir dahaki sabah kalkar kalkmak yine kitaba gömülüyordum.

Kitap, distopya, aksiyon severleri içine hapsetmeye son derece elverişli. Aynı zamanda 2011'in en çok konuşulan kitaplarından. Goodreads Choice Awards'ta 2011'in favori kitabı ve Young Adult Fantasy & Science Fiction dalında en iyi kitap seçildi. Yine ALA gibi pek çok önemli kitap ödülüne de layık görüldü. Şimdi merak edilen sorunun ne olduğunu biliyorum: Kitap gerçekten söylendiği kadar iyi mi? Cevabı yazının ilerleyen kısımlarında bulabilirsiniz.

İlk önce konu hakkında spoiler vermemeye dikkat ederek kısa bir özet geçeyim: Bir dünya düşünün. Bu yeni dünyada toplum keskin sınıflara ayrılmış. Öyle sınıflar ki bir kez seçim yaptınız mı tüm hayatınız o sınıfın içinde devam etmek zorunda. Candor (dürüst), Abnegation (kendini düşünmeyen), Dauntless (cesur), Amity (barışçıl) ve Erudite (zeki). Her sınıfın (ya da grup demek daha mantıklı mı olur?) görüldüğü gibi kendine has bir özelliği var ve hepsi mesleklerini ve yaşamlarını bu grupların kurallarına göre şekillendirmek zorunda. 

5 Temmuz 2012 Perşembe

Kitap Yorumu: The Scorpio Races - Maggie Stiefvater


Uzun bir aradan sonra yeniden İngilizce olarak okuma şansına erebildiğim ilk kitap oldu The Scorpio Races. Yeni Reeder'ım sağ olsun. Ve tabii açılışı bu kitapla yapmış olmamda Maggie Stiefvater'ın en sevdiğim yazarlardan biri olmasının etkisi hayli büyük.

Kitabı okumakla ilgili hiçbir zaman şüphem olmadı. Daha önceki bir yazımda da bahsettiğim gibi, atlar, mitoloji ve Maggie üçlemesi beni çeken güçlü mıknatıslardı.

The Scorpio Races, Thirsby isimli bir adada geçiyor. Thirsby'de her yıl, Scorpio Races denilen at yarışları düzenleniyor. Bu yarış, ada için çok derinlere inen bir gelenek. Her yılın Kasım ayında capall uisce diye anılan mitolojik su atları karaya geliyorlar. Bu atlar çok vahşi yaratıklar. Etle besleniyorlar ve zapt edilmeleri oldukça zor. Çoğu zaman binicilerini öldürdükleri biliniyor. Bu yüzden yarışlar aynı zamanda kan ve ölümle anılıyor. Ada insanları bu atlarla ya da sahip oldukları capall uisce ile yarışa katılıyor. Bu son derece zorlu ve kanlı bir yarış. Kitabın baş karakterleri ise Sean Kendrick ve Puck Connoly. İşe onları tanıtarak başlamak istiyorum.

Puck (gerçek adıyla Kate. Lakabı olan Puck'ı kullanmayı tercih ediyor) üç çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu. Bir ağabeyi bir de erkek kardeşi var. Anlayacağınız gibi ailenin tek kızı, üstelik ebeveynlerini kaybetmiş bir ailenin tek kızı. Haliyle tüm sorumluluk ona yüklenmiş vaziyette. Neyse ki Puck oldukça güçlü bir kız. Zaten bu yazarın hayran olduğum özelliklerinden biri, kadın karakterleri her zaman hayata sımsıkı tutunabilen güçlü kişilikler oluyor. Puck da beni bu konuda tatmin etti. Ailesinin kaybından sonra kardeşi Finn'in ve yaşadıkları evin neredeyse tüm sorumluluğunu üstlenmiş. Tüm bu sorumluluğun altında, rahatlamasını ve her şeye daha sıkı tutunmasını sağlayan şey ise ona annesinden miras kalan dişi atı Dove.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...