2 Ocak 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: Kargaların Ziyafeti - George R.R. Martin


George R.R Martin bir kez daha insanın ağzını açık bırakmayı başardı!

Aslında kitap çok yavaş başlamıştı; ilk kısıma kadar da öyle devam ediyordu. Öyle "Alayım elime de okuyayım şunu bir an önce," dedirtecek bir olay yoktu. İleride olacakları merak etmiyordum yani. Gerçi Buz ve Ateşin Şarkısı kitapları genelde böyle başlar; karakterler arasında çok fazla geçiş olduğu için birini düşünürken bir bakarsınız onu unutmuş bir başka karaktere kaptırmışsınızdır kendinizi. Her seferinde bu karakter geçişlerini muhteşem bir şekilde yazmayı becerdiği için George Amca'nın yanaklarından sıkıp, onu tebrik etmek istiyorum. Bazen bölümü en heyecanlı yerinde kesip başka maceralara geçiş yapsa da, heyecanı zirvede tutmayı çok iyi biliyor. Neyse, konudan sapıyorum. Kargaların Ziyafeti'nin ilk kısmında yavaş ve kafa karıştırıcı bir kurgu hüküm sürüyordu. Kafa karıştırıcıydı çünkü bildiğimiz karakterlerin yanında yan karakterlere özel bölümler de yazmıştı yazar. Bu yüzden "Bunlar nerden çıktı, yahu? Bu adam nereden karıştırdı bunları?" şeklinde söylendim sürekli. Ne zaman ikinci kısma geçip, ilk birkaç bölümü atlattım, işte o zaman George Amca'nın ne yapmaya çalıştığını anlamaya başladım.



Kargaların Ziyafeti serinin diğer kitaplarından çok farklı. Bunun bir sebebi Jon, Dany, Tyrion, Stannis gibi okumayı deli gibi istediğimiz, geleceklerini merak ettiğimiz karakterlere yer verilmemesiydi. Cidden bundan haberiniz olmadığı takdirde bu noksanlık büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Hele ki benim gibi Daenerys Targaryen hayranıysanız, Khaalesi ve ejderhalarından mahrum kalmak kitap boyunca içinizde bir burukluk olarak kalıyor. George R.R. Martin bunun yerine daha önce o kadar da öne çıkmayan karakterleri yazmış. Kimler mi? Jaime Lannister, Cersei Lannister, Samwell Tarly, Brienne Tarth, Sansa Stark (Alayne Taş) ve sürpriz birkaç bölüm. Bu sürpriz bölümler de aklınızı dahi gelmeyecek, "Bunu ne diye yazdın, ey George! Ben sanki elin Dornelusunu, Demirdoğumluları merak mı ediyorum?" şeklinde serzenişte bulunmanızı sağlayacak türde. Ancak siz siz olun benim gibi hemencecik isyan etmeyin. Bir kere bu bölümleri okurken sıkılmadım ben, sadece ilk başlarda gereksiz buldum. Ancak daha sonra boşu boşuna yazılmadıklarını anladım ve ağzım açık bakakaldım kitaba. Çünkü öyle yerlere bağladı ki Martin olayları, bir sonraki kitaba olan merakım kat be kat arttı.

Kitap adına gayet uygun. Neden mi? Üç kitaptır yaşanılan onca ölümden sonra Diyar'da kargalar ziyafet çekiyor. Her yer cesetlerle dolu, tahrip edilmiş. Ancak burası Yedi Krallık; burada yıkılmadık yer kalmasa bile entrika bitmez. Kargaların Ziyafeti, Kral Toprakları'na odaklanmış. Bu nedenle Cersei'nin ağzından olan bölümler istemediğiniz kadar çok. Kraliçe, entrika peşinde. Bu kez hedefinde gelini Margaery Tyrell var. Açıkçası serinin bu kitabında Cersei'den hiç etmediğim kadar nefret ettim. İlk kitaplarda kadının geçmişte yaşadıklarını düşünüp, yaptıklarına mazeret bulabiliyordum; hattâ bazen hak bile veriyordum fakat Kargaların Ziyafeti'nde ne kadar "basit" bir kadın olduğunu kanıtladı adeta.

Kralkatili Jaime Lannister ise onun aksine her geçen gün kendini daha çok sevdiriyor. O dürüst ve gururlu bir adama dönüşüyor ve etrafındaki pisliklere kayıtsız kalamıyor. Lâkin Jaime eski Jaime değil. Gücü daha az ve karşısında dev bir engel olarak Kraliçe Cersei Lannister duruyor.

Samwell Tarly tuhaf bir şekilde tüm tesadüflerin merkezinde duruyor. Bu kadar silik görünüşlü bir karakteri neden bu kadar önemsediğini Martin'e sormak istiyorum hakikaten. Ancak Sam'in bölümleri farklı, samimi ve bazen çok şaşırtıcı oluyor. Şikayetçi değilim.

Brienne Tarth, diğer adıyla Tarth Bakiresi ya da Brienne Güzellik, kitapta önde gelen karakterlerden biri. Brienne, insan vasfından çıkmış erkeklerin arasındaki tek sözüne sadık ve inançlı kadın olarak yükseliyor.

Son olarak Kargaların Ziyafeti'nde çoğumuzun favori karakterlerinden Arya Stark'a da birkaç bölüm adanmış. Ancak sadece birkaç bölüm. Arya bir yolculuktan diğerine sürüklenirken, adını, kimliğini, inandığı her şeyi de değiştiriyor her seferinde.

Buz ve Ateşin Şarkısı'nın kimilerine göre en kötü kitabı olsa da, Kargaların Ziyafeti bence kesinlikle atlanmaması gereken bir kitap. Evet, bazen söyletiyor insanı ama serinin gidişatını ve yan karakterlerin düşüncelerini merak edenler eminim zevkle okuyacaklardır.

Muhtemelen önümüzdeki yıl çıkacak olan serinin basılı son kitabı A Dance with Dragons'u (Adı Ejderhaların Dansı ya da Ejderhalarla Dans olacak sanırım) sabırsızlıktan öte bir hissiyatla beklemekteyim.

Ve bunu söylemezsem olmaz; "Ne olur çabuk yaz, George Amca!"

Puan: 5



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...