27 Şubat 2013 Çarşamba

İstiyorum Onu!: Ender'in Oyunu

Huzurlarınızda yeni bir köşe: İstiyorum onu! Adının ilham kaynağı aşağıda göreceğiniz Aile Şerefi adlı eski Türk filmindeki sahnelerden biridir. Bu sahnenin nedense hiçbir zaman aklımdan çıkmadığını biraz utanarak belirtme gereği duyuyorum. Peki, ne mi yapacağım bu köşede? Devamı gelir mi gelmez mi bilmem ama okumayı çok ama çok istediğim ya da arayıp da bulamadığım kitapları paylaşacağım. 



İlk "istiyorum onu" Orson Scott Card'ın bilim-kurgu serisi Ender'in ilk kitabı Ender'in Oyunu.

Altıkırkbeş bu sefer bilimkurgu dünyasının en önemli iki ödülünü aynı anda alan, bilim kurgu, fantazi ve edebiyatın doruklarına uzanan, oyun ve ölüm arasında örülmüş bir seriyle tanışmanızı öneriyor.
On bir yaşındaki çocuk, "Kimse kendi hayatını kontrol edemez; elinden gelenin en iyisi sana iyi insanlar, sevdiğin insanlar tarafından verilen rolleri yerine getirmeyi seçmek," diyebiliyorsa, onun Dünyayı kurtarması şaşırtıcı olmasa gerek.
Altıkırkbeş Yayın ne olur ne olmaz düşüncesiyle Cüneyt Arkın dışındaki tüm okurlarına sunar;
Hüzün dolu, sürükleyici ve kırılgan bir savaş hikayesi.





7. ÜKG Blog Turu "Sana Soyundum" Çekilişi Sonucu


Eveeeet, çekilişimiz sona erdi. Şimdi Sana Soyundum kazananı açıklama zamanı.



Aaaannddd the winner iiissss:


ZEKİYE KOÇ!

Tebrikler Zekiye! En yakın zamanda drkshdwisborn@gmail.com mail adresine iletişim bilgilerini içeren bir mail bekliyorum. 

Zekiye 2 gün içinde bana geri dönüş yapmazsa yeni bir kazanan seçeceğim. 

20 Şubat 2013 Çarşamba

7. ÜKG Blog Turu: Sana Soyundum - Sylvia Day


Merhabalar,

ÜKG Blog Turları'nın 7.sine hoşgeldiniz! Bu kez kitabımız çok konuşulan, dünyada yankılar uyandıran Sana Soyundum/Bared to You.

Bu turda bir ilke daha imza atarak Sana Soyundum henüz çıkmadan sizlerle yazılarımızı paylaşma imkânı bulduk. Kitap, 20 Şubat'ta, bugün, raflarda olacak. Yani henüz elinize almadan ÜKG'nin sizin için hazırladığı birbirinden renkli yazılara göz atabilir, 9 Sana Soyundum hediye edeceğimiz çekilişlerimize katılabilirsiniz.

7. Blog Tur'da Kitap Hayvanı'nın Günlüğü'nde kitabın baş karakterleri Gideon ve Eva'yı incelediğim karakter tahlilini, kitap için Sylvia Day'in hazırladığı özel soundtrackı ve bir Sana Soyundum hediyeli çekilişi bulacaksınız.

Keyifli turlar!

Tur takvimi;


17.02 - Zimlicious - Yazar Tanıtımı ve Çekiliş
18.02 - Kitap Esintisi - Ön Okuma ve Çekiliş
19.02 - Yorumbaz - Gideon vs. Christian ve Kitap Yorumu
19.02 - Romancekolik - Kitap Yorumu ve 'Alfa Erkek Furyası' 
19.02 - Kitab-ı Sevda - Kitap Yorumu, 'Sana Soyundum'u Okumak İçin 10 Neden ve Çekiliş
20.02 - Kitap Hayvanı'nın Günlüğü - Karakter Tahili, Soundtrack'ler ve Çekiliş
20.02 - Kağıt Kız - Film İçin Oyuncu Seçimi ve Çekiliş
20.02 - Sevgili Kitap - Kitap Yorumu, Alıntılar ve Çekiliş


15 Şubat 2013 Cuma

Kitap Yorumu: Beni Seç - Kiera Cass


Bu bir prens tavlama sanatı! (mı?)

Günlerden 14 Şubat. Bir Kitap Hayvanı olarak, bugünlük kitap seçimimi günün anlam ve önemine uygun olarak yaptım. Distopyaları ne kadar sevdiğimi artık hepiniz biliyorsunuz. Bunun yanına aşk da eklenince tadından yenmiyor doğrusu. Beni Seç/The Selection ise bu ikisinin harmanlandığı bir kitap.

Bir ülke düşünün. Adı Illéa. Üçüncü Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin yerine kurulmuş. Monarşiyle yönetiliyor ve burada, halk sekiz ayrı sınıfa ayrılmış. Birler kraliyet mensupları, İkiler onlardan bir alt kademedeki zenginler, Üçler de keza onlara yakın, Dörtler öğretmenlik gibi meslek gruplarında çalışanlar, Beşler zanaatkârlar, Altılar hizmetçiler, Yediler onlardan daha beterleri ve Sekizler, yani evsizler. Görüldüğü üzre ölesiye bir adaletsiz kast sistemi var Illéa'da. İlk üç sınıf hayatlarının keyfini sürerken, ortadakiler ancak geçinebiliyorlar. Altıların ve daha altının hâlini siz düşünün artık.

Bu ülkenin içinde bir de kız düşünün. America Singer. O Beşler'den biri. Ailesi ressamlık, müzik gibi işlerle hizmet veriyor. America da güzel sesi ve müzik aletlerine olan üstün kabiliyetiyle daha üst sınıfların partileri gibi yerlerde çıkıp müzik yapıyor, ailesine bu şekilde yardım ediyor.

Illéa'nın şu anki Kral ve Kraliçe'sinin birtanecik oğulları Prens Maxon için Seçim zamanı yaklaşıyor. Seçim, prensin gelecekteki prensesini bulmak amacıyla halk arasından seçilecek 35 kızla düzenleyeceği bir tür yarış. Bu kızlar Prens'in belirleyeceği sürede Saray'da ağırlanacak, en güzel elbiselerini giyip, en alımlı hâlleriyle etrafta salınarak Prens'i etkilemeye çalışacak. Ve bir gün aralarından biri, tamamen Prens'in seçimi doğrultusunda, Illéa'nın yeni prensesi olacak.

13 Şubat 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: The Indigo Spell - Richelle Mead


Kanbağı/Bloodlines serisinin üçüncü kitabı The Indigo Spell 12 Şubat'ta orijinal dilinde yayımlandı. Aynı gün içerisinde de benim elime geçti. Oldukça uzun ve sancılı geçen bekleme süresinin ardından kitabı okuma sürecimi ancak "heyecanlı ötesi" olarak tanımlayabilirim. İki güne yaymak zorunda kalmış olmama rağmen sayfaların aktığı her dakika duygularım değişiklik gösterdi. Bazen çok sinirlendim, bazen yay gibi gerildim, bazen de sevinçten havalara uçtum. Açıkçası, bana böyle tüm duyguları yaşatan kitapları/serileri ayrı bir seviyorum, ne kadar çoğu zaman yazara ağzıma geleni söylesem de.

Kitabın içeriğine geçmeden önce, yorumumun sandığınız kadar tarafsız olmayacağını söylemek istiyorum. Bunun tek nedeni Adrian Ivashkov'dur. Efendim, kendisi benim ilk "book boyfriend"lerimden olup, aynı zamanda kötü çocuk potansiyeliyle her daim kalbimde taht kurmuştur. Aynı zamanda Vampir Akademisi serisini yarıda bırakıp, son kitabı 1 buçuk yıl bekletmemin sebebidir. O kadar seviyorum! Adrian'a olan hislerimden dolayı kitaba farklı gözle bakmam, hiç dürüst olmayacağım anlamına gelmiyor ama. Bu yazıyı okuyanlar muhtemelen Kanbağı/Bloodlines serisine başlamış, kitaplarının akıcılığı ve heyecanının farkındadırlar. Her şeye rağmen Richelle Mead en iyi genç yetişkin yazarlarından biri. Bunu da göz önünde bulundurun lütfen.

10 Şubat 2013 Pazar

6. ÜKG Blog Turu: Kutsanmış Kan - Samantha Young


Merhabalar,

ÜKG Blog Turları her zamanki gibi hız kesmeden devam ediyor. Her ay sizler için ayrı bir kitabı inceliyoruz bildiğiniz gibi. Bu ay, 6. Blog Turu'muz için Kutsanmış Kan'ı seçtik. Aslında bu blog tur bir hafta sonra olacaktı, fakat sizlere hazırladığımız heyecanlı mı heyecanlı sürpriz dolayısıyla bir hafta erkene aldık. Sürprizimiz ile ilgili bilgileri ÜKG Facebook sayfasından takip edebilirsiniz.

Şimdi gelelim 6. Blog Tur'a. Fazla konuşup uzatmadan, en iyisi sizi yazar Samantha Young ve diğer kitapları ile ilgili bilgiler bulabileceğiniz yazıma ve Kutsanmış Kan yorumuma alayım.

İyi eğlenceler! Ve desteklerinden dolayı Martı Yayınları'na teşekkürler!

7 Şubat 2013 Perşembe

"Delirium" Dizi Oluyor! (mu?)


Lauren Oliver'ın romantik distopyası Delirium dizi oluyor! Dizinin pilot bölümünün çekimlerinde kitabın baş kahramanı Lana Holoway'i Unfabulous ya da It's Kind of a Funny Story'den hatırlayacağınız Emma Roberts oynayacak.

FOX'un yayınlamayı planladığı dizinin şimdilik pilot bölümünün çekileceğinin bir kez daha altını çiziyorum. Yani ilk bölüm kanal tarafından beğenilmeyebilir ya da Emma Roberts'i Lana olarak kabul etmeyebilirler. Proje henüz gelişme aşamasında.

Yine de Delirium'un dizisi nasıl olur merak ediyorum doğrusu. Bakalım, bekleyip göreceğiz.

Kitaptan kısaca bahsedecek olursak; Delirium âşık olmanın hastalık olarak kabul edildiği bir dünyayı ele alıyor. İnsanlar aşka yani "deliria"ya yakalanmamak için hükümet tarafından verilen tedaviyi alıyorlar. Lena'nın tedavisine ise günler kaldı. Ancak tam da böyle bir zamanda olmaması gereken oldu: Yani Lena âşık oldu!

Delirium ile ilgili daha fazla bilgi için buraya tıklayın!

Bu arada, tekrar hatırlatmakta fayda var; kitabın Türkçesini Artemis Yayınları yayımlayacak.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Kitap Yorumu: Yerkara - Brodi Ashton



İlk önce söylemek istiyorum ki, kitabın isminin çevirisini çok beğendim. Orijinal adı Everneath. Yerkara olarak çevrilmesi çok iyi olmuş. Benim aklıma dahi gelmezdi, çok uyumlu olmuş.

Yerkara, Brodi Ashton’un aynı adlı üçlemesinin ilk kitabı. Kitap, mitoloji ve aşkın harmanladığı başarılı bir genç yetişkin romanı örneği. Bir kere çok hızlı okunuyor. Öyle ki, bir gece oturdum ve 334 sayfalık kitabın yüzde yetmişini okudum. Sabah kalktığımda ise geri kalan kısmını okudum. Yerkara’nın böyle hızlı okunmasının nedeni tabii ki hikâyenin akışı. Yazarın anlatımı oldukça sade. Bunun yanında merak unsurları ve karakterler sizi kitabın içine anında çekiyor.

Peki, nedir bu Yerkara? O, bir tür yer altı şehri. Hani Hades’in Ölüler Ülkesi gibi. Ancak Yerkara’ya ölünce gitmiyorsunuz. Aksine, sonsuza kadar yaşamayı seçtiğinizde gidiyorsunuz. Buranın sürekli sakinlerine Sonsuzyaşamcılar deniyor. Sonsuzyaşamcılar, sonsuzluklarını Yerkara’ya getirdikleri ölümlü insanların enerjilerine borçlular.

Nikki, bir yıl önce yaşadığı kötü gecenin ardından Cole’la Yerkara’ya gitmeyi seçti. Şimdi, yaşam enerjisi ve hafızasının bir kısmı kaybolmuş halde Yeryüzey’e, yani bildiğimiz dünyaya, döndü. Nikki’yi mümkün olmadığı sanıldığı gibi Yerkara’dan kurtaran bir şey var; sürekli düşündüğü eski sevgilisi Jack.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Yeni Kapak Alarmı!: The Coldest Girl in Coldtown

Uzun süredir "Yeni Kapak Alarmı" yapmıyormuşum. Aslında merakımı cezbeden kitapların kapakları ardı ardına çıkıyor ama her nasılsa bu köşeyi unutmuşum. Ancak bu kitabı görür görmez aklıma geldi ve sıvadım kolları!

Lanet İşleyiciler serisiyle çok sevdiğim yazarlar arasına giren Holly Black'in yeni kitabı The Coldest Girl in Coldtown. Kitap, aslında yazarın Türkçeye de çevrilen Zehir Yiyenler ve Diğer Hikayeler adlı antolojisinin içindeki hikayelerden biriydi. Ancak yazar bu hikayeyi alıp genişletmeye karar vermiş anlaşılan.

Zehir Yiyenler ve Diğer Hikayeler'i, dolayısıyla Soğuk Kasabadaki En Soğuk Kız/The Coldest Girl in Coldtown'ın orijinal metnini okumuştum. Sevdiğim türde, karanlık bir vampir hikayesiydi. Uzun versiyonunu okumayı düşünüyorum kesinlikle. Kitabın kapağı da bayağı hoşuma gitti. Hem anlamlı hem de yazı tipi ve tema harika duruyor!

The Coldest Girl in Coldtown'ın orijinal dilindeki ilk basımı 17 Eylül 2013 tarihinde çıkacak.

Zehir Yiyenler ve Diğer Hikayeler yorumum için tık.


3 Şubat 2013 Pazar

Kitap Yorumu: Kıyamet Gösterisi - Neil Gaiman & Terry Pratchett


İki muhteşem yazar bir araya gelip kitap yazacak olursa ne olur? Ortaya Kıyamet Gösterisi çıkar!

Kitabın orijinal adı Good Omens. (Kitapyurdu'na göre) 2007 yılında "Bir Kıyamet Komedisi" adıyla ilk kez Türkçe olarak yayımlanmış. Ancak bu seneye (aslında geçen sene oluyor, çünkü 2012'de basılmıştı. 2013'e hâlâ alışamamış birinin hazin öyküsünü okudunuz.) kadar kitap hiçbir yerde bulunamıyordu. Neyse ki Neil Gaiman ve Terry Pretchett kitaplarının Türkiye'deki yayımcısı İthaki Yayınları olaya el attı da bizde eskisinden çok daha iyi bir kapakla elimize alabildik Kıyamet Gösterisi'ni.

Evet, aslında bu fantastik bir mizah kitabı. Çok fazla örneğini okumadığımı itiraf ediyorum bu türün. Fakat bayıldım! Kapağını kapattığınızda hem hüzünlendiğiniz hem de sırıttığınız kitaplar olur ya; işte tam da öyle bir kitap Kıyamet Gösterisi.

Kitapta karakter çeşitliliği oldukça fazla. Bir melek olan Aziraphale'den tutun da iblis Crowley'e, Deccal'dan Tanrı'nın sesi Metatron'a kadar bir sürü karakter var. Dolayısıyla bu tür bir karakter çeşitliliğine alışık olmayanlar için başları biraz zorlayıcı olabilir. Ancak ben seviyorum böylesine bir çeşitliliği ve kafamda yarattığı şeyi. Zaten yazarlarımız da kitabın başında karakterleri ve ne ya da kim olduklarını kısaca anlatmışlar esprili dilleriyle.

Cadı Agnes Çatlak'ın Dakîk ve Kat'î Kehanetleri, adı üstünde yüzyıllar önce yaşamış bir Cadı'nın yazdığı bir tür kehanet kitabı. Tıpkı Nostradamus'unkiler gibi. Tek farkı bu kitabın gerçek kehanetler içermesi. Mesela ne mi? Kıyamet pek tabii. Yıllar önceden öngörülmüş Kıyamet geliyor. Peki nasıl?


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...