5 Ağustos 2013 Pazartesi

Kitap Yorumu: Falling Into You - Jasinda Wilder


Kesinlikle bu kadar derin ve karanlık bir kitap çıkmasını beklemiyordum Falling Into You'nun. Sandığımdan ağır çıktı. Duygusal anlamda her şeyden çabuk etkileniyorsanız bu kitabı okumamak sizin için hayırlı olabilir. Birazdan da anlatacağım ama şu zavallı kızın çekmediği kalmadı. Colton desen yürek parçalar. E, karakter ölümü de var. Yani okuyup da etkilenmemek elde değil. Hele ki benim gibi bu konularda hassassanız.

Aslında Falling Into You, bir dönem yarım bıraktığım kitaplar arasındaydı. Ne hikmetse o ara birkaç kitaba birden başlayıp yarıda bıraktım. Bunalıma falan girmiştim haberim yoktu herhalde. Gerçi bu kitabı yarıda bırakmam biraz normal karşılanabilir çünkü özellikle ölüm söz konusu olunca yüreğim dayanmıyor. Ki ben en sevdiği çift ayrılınca zırıl zırıl ağlayan bir insanım. Yani belki de bilinçaltım bana "kaç" dedi ama tabii ben ne yaptım? Birkaç ay sonra olsa da okudum bitirdim. Çünkü herkes gibi ben de biraz mazoşistim, evet.

Daha kitabın başında ne olacağını biliyorsunuz. Tanıtımda bile yazıyor. Bile bile lades dediyseniz sizi yazının devamını okumaktan alıkoyamam. Kolay gelsin.

Nell ve Kyle, varlıklı bir aileden gelme iki çocukluk arkadaşı. Kendilerini bildiler bileli birlikteler. Birlikte oyun oynamışlar, okula birlikte gitmişler... Ancak ikisi de büyüyüp serpildikçe aralarındaki dostluk daha farklı bir boyuta ulaşıyor. Kyle'ın gelişen hormonları Nell'in şekillenen vücuduna karşı koyamıyor ve en yakın arkadaşlar sevgili oluyorlar. 16 yaşında başlayan birliktelikleri 2 yıl boyunca mutlu mesut devam ediyor. Bu arada ikili de iyice  birbirine bağlanıyor. Birbirlerine aşk yeminleri edip, geleceği şimdilik görmezden geliyorlar. Ta ki 2 yılın ardından tatilden dönüşte o kaza olana kadar.



Fazla detay vermeyeceğim ama tahmin ettiğiniz gibi Kyle henüz 18'inde Nell'in kollarında ölüyor. Böylece genç kız için acı verici süreç başlamış oluyor. Kyle'ın cenazesinde daha önce bir kez falan gördüğü abisi Colton'u görüyor. Colton'un daha sonra hayatında ne kadar önemli olacağından habersiz Nell. Sadece acısını dindirmeye uğraşıyor. Ki Nell gerçekten acı çekiyor. Resmen kırılıyor, parçalara bölünüyor, eskisinden farklı biri oluyor.

"Sleep, and think of blue."
She snorts. "Think of blue?"
"It's a technique I learned to keep bad dreams away." I tell her. "As I fall asleep, I think blueness. Not things that are blue, just...an endless, all-encompassing sense of blue. Ocean blue, sky blue."
"Blue like your eyes." Her voice ise unreadably soft.

Kitabın ilk yarısına yakını Kyle ve Nell ilişkisine odaklanmışken, diğer yarısında ise sahneyi tamamen Colton ele geçiriyor. Açıkçası hoşuma giden taraflardan birisi Kyle'ın ölümünden sonra Nell'in tamamen farklı bir insana dönüşmesi oldu. Neden hoşuna gitti diye soracak olursanız, böylesi daha inandırıcı. Hem Kyle ve Colton tamamen farklılar. Biri beyazken diğeri siyah. İkisinin tanıyıp aşık olduğu Nell de farklı.

Diğer hoşuma giden taraf da, Nell'in Kyle'ın ölümünden hemen sonra değil de 2 yıl gibi bir zaman sonra Colton'la tekrar karşılaşması. Eğer hemen ardından olsaydı aşırı absürt olurdu. Ve yine de o kadar zamanın ardından bu kız iyileşememiş, hattâ daha derine itmiş acılarını.

Colton, Nell'in parçalarını topluyor, onu iyileştirmeye çalışıyor. Fakat bir yandan kendi yaralarını da iyileştiriyor. Evet, Colton da öyle normal bir insan evladı değil. Ailesinden uzak olmasının, bu kadar karanlık görünmesinin bir sebebi var. İkisi birlikte acılarını atmaya, unutmaya değil ama en azından hafifletmeye çalışıyorlar. Bir süre sonra işe yarıyor da.

“I’m not just falling in love with you, Nell. I’m falling into you. You’re an ocean, and I’m falling in, drowning in the depths of who you are. Like you said, it’s scary in a way, but it’s also the most amazing thing I’ve ever experienced. You are the most amazing thing I’ve ever experienced.”

Yazar eski acılarını iyileştirip bıraksaymış keşke. Sonrasında da başlarına bir bela daha çıkarıyor. İşte orada yuh dedim. Bu kız daha fazla nasıl kırılabilir? Resmen yaralarına tuz basmış. Neyse ki kitap mutlu sonla bitti de rahat nefes alabildim.

Şimdiye kadar sevdiğim yönlerinden bahsettim. Sevmediklerim de vardı elbette. İlk başta "bazı" yönleri fazlasıyla tanıdık geldi. Dudak ısırma ve biraz kinky'e kaçması mesela. Ayrıca ilk baştaki tipik ergen Nell'den haz etmemiştim. Sonradan düzeldi. Ve Kyle'ın gidişinden sonra Colton'u nasıl severim demiştim ama o da mümkünmüş. Dediğim gibi, iki farklı kardeş ve ikisinin karşısında da aynı ama aynı zamanda farklı bir Nell var. 

Son olarak kitaptaki şarkılara bayıldığımı belirteyim. Her seferinde yeri geldiğinde söylüyorum; bir kitabın güzel playlist'i varsa benim gözümde bir kademe yükselir. Falling Into You da öyleydi. Harika şarkılar seçmiş Jasinda Wilder. Okurken dinlerseniz daha da güzel oluyor. 

Falling Into You da bir seriye ait. Şaşırmadım. Devam kitabı Falling Into Us, Nell'in en yakın arkadaşı Becca'ya odaklanıyormuş.

Puan: 4


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...